Sunday, December 11, 2016
ışığı emer karanlıklar kar beyazı sabahlara
tüm fısıltılar asılı kalır buz gibi durgunluklara
uzanırsın düşüncenle bilinmeyene
...................rüya yerlere
bir düş oluşur
salt bilemediklerinden...kaygısız...
gölgeler sis olur yaşamadığın anlarla örtülü
duyarsın rüya renklerinin belli belirsiz fısıltılarını
gölgeleri konuşurlar ...kuşkusuz
yüzün şekillenir....bir sessizlik kadar devinimsiz
ve sen
yansırsın....zamana....
geçmişi olmıyan masmavi aynalarda...
C Y Öncelay
Şubat 1999
Wednesday, November 23, 2016
ALEV DOLU ARALIKLAR
ALEV DOLU ARALIKLAR
gölgelerin eridiği
dimdik sıcaklıklar yükseldi karanlığın çatlağından
kopmuş eller kalktı gökyüzüne isyankar
yanık tanrı yüzleri indi toprağa
kör gözlerinin yordamıyla aradılar hayatı
sıkılı yumrukları hissettiler yüzlerinde
ve
tek bir çığlık çakıldı kulaklara tanrıları bile ürperten
O tek çığlık dalga dalga dağıldı günlerce öteye
kelebekleri seyreden aşıkların dudaklarına değdi tozpembe
uzağı hissedip titrediler
aşk sandılar kolsuz bedenlerin yakarışını
boynu bükük tanrılara dokundular elleriyle
yakardılar aşkları için utangaç
bedenden koparılmış kalpler atıldı önlerine nefret dolu
kesik eller topladı koparılmış kalpleri şevkatle
şimdi kelebeğin özgürlüğünü seyretme zamanıydı
elsiz...kalpsiz.....
C Y Öncelay
Mart 1992
Tuesday, September 27, 2016
TUTUNAMAM BUGUNE
TUTUNAMAM BUGÜNE
gölgesi olurum bilinmedik duygularımın
sızarım akşamlarına bir tatlı hüzün gibi
hissedersin varlığımı
ararsın benliğimi
mum ışıklarında
mum alevi gibi titrer yüreğin
gözlerin takılır denizin akşam mavisine
seçemediğin gölgeler gömülür sessizliğe
ve
gece sessizce çeker gölgelerini denizin derinine
bir deniz olursun SEN
güneşin batımında gölgeleri saklıyan
bir gel-git oluşur
mazinle aramda
tutunamam bugüne
çaresiz...........
C Y Öncelay
haziran 1999
_________________________
KIVILCIMI YAKALAMAK HOŞ
ONDAN GÜNEŞ YAPMAK DAHA DA HOŞ
gölgesi olurum bilinmedik duygularımın
sızarım akşamlarına bir tatlı hüzün gibi
hissedersin varlığımı
ararsın benliğimi
mum ışıklarında
mum alevi gibi titrer yüreğin
gözlerin takılır denizin akşam mavisine
seçemediğin gölgeler gömülür sessizliğe
ve
gece sessizce çeker gölgelerini denizin derinine
bir deniz olursun SEN
güneşin batımında gölgeleri saklıyan
bir gel-git oluşur
mazinle aramda
tutunamam bugüne
çaresiz...........
C Y Öncelay
haziran 1999
_________________________
KIVILCIMI YAKALAMAK HOŞ
ONDAN GÜNEŞ YAPMAK DAHA DA HOŞ
BIR ISIKTIR O
BİR IŞIKTIR O
şiir
bir anlık BEN
mısraları
beni ben gibi saran
coşkuları bir güneş
anlattığı bir şeffaf sessizlik
istediği dingin bir durgunluk
tutamadığı ışığa bir serzeniş
bir su oluş...bir yayılış evrene
neye yarar ışığı tutmak bir özlem dahi olsa
sal git tutkularını istedikleri gibi özgür
sal git ki yarışsınlar ışığın sonsuz mısralarıyla
o zaman ne karanlık kalır
ne de onun köhnemiş gölgeleri çevrende
o bir ışık tanrısıdır aniden gelen
ele avuca sığmıyan bir kaçıştır o....
C Y Öncelay
2006 Mart
dünya
her doğan insanla
yeniden
ve sıfırdan başlıyor bir şiir gibi
Thursday, September 15, 2016
Wednesday, September 14, 2016
KIRILGANIM BEN
Aşağıdaki şiir ICQ no 100097090 numaralı LACE takma adını kullanmış olan bir şiirseverin (veya şairin kendisinin ) infosundan alınmıştır . Benim duygularımı
yansıttığı için sizlerle burada paylaşıyorum .
KIRILGANIM BEN
Kırılgan bir çocuğum ben yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden
Diyorlar : bir yanı sarp bir uçurum
bir yanı çılgın dağ doruğu
Oysa böyle yapmasam ben.......nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı , bir yanım buz sarayı
Mutlu olurum bu şiirin sahibi buraya yorum yazıp mısralarını tekrar kuçaklarsa
yansıttığı için sizlerle burada paylaşıyorum .
KIRILGANIM BEN
Kırılgan bir çocuğum ben yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden
Diyorlar : bir yanı sarp bir uçurum
bir yanı çılgın dağ doruğu
Oysa böyle yapmasam ben.......nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı , bir yanım buz sarayı
Mutlu olurum bu şiirin sahibi buraya yorum yazıp mısralarını tekrar kuçaklarsa
Monday, September 05, 2016
YOKSUNUZ ARTIK
YOKSUNUZ ARTIK
SİYAHIN BENEKLERİ
bir yel
savuruyor geçmişin karanlığını yüzüme
kan kokuyor masmavi çiçekler gecenin ötesinde
bir çocuk...yanlızlıktan uzanıp geriye bakan
lanetliyor siyahtan koparıp alamadığı anılarını
tüm renkli bilyeler mermi olup vuruyor sağa sola
ve...bir kor çıkıyor tüm benliğimden bugün
yanık gibi sızlıyor yüzyılın acıları
okşayamadığı yanlızlıkları
bakamadığı resimleri
duyamadığı şarkıları
hiç tanıyamadığı sevgileri alıp götüren
C Y Öncelay
Kasım 1995
BENI BENDE SORAN
BENI BENDE SORAN
sanal dünya
yepyeni bir gezegen
ekranı sonsuz
klavyesi kuralsız
bir sonsuz özgürlük anarşiden de öte
benden öteye giden
o öte dünyanın yepyeni sözleri
yankılanır okyanus ötesinden
bilinmedik yerlerden
karışır benliğinin karmaşasına
siyah ..beyaz ...sarı ...yeşil
sanal dünyanın ışıklarında yeniden şekillenir
ve sanal dünya sarar bizi
bilinmedik özgürlükler getirir umulmadık zamanlarda
zamanı tanıyamazsın
hızını kestiremessin
korku salar içine
realitenin elinden tutup kaçmak gelir içinden
koşarsın ama uzaklaşamazsın
keşfedersin yeniden insan olmayı
boyutların vücudundan öteye gider
şekillenir bilmediğin mekanlarda
daha da büyür duyguların
sözlerin dalga dalga döner sana
ve
kelimeler yankılanır sanal dünyada
yanlız kelimeler
dokunur sana
hissedersin her "yanlız" kelimeyi kendi yanlızlığında
dolaşırsın gönlünce seviştiğin mekanlarda
kimsenin bilmediği yerlerde dokunursun bir başka evrene
ve anı olur
sanal ağaçlar
kuşlar
böcekler
doğa
gün batımı renkleri
masmavi kelebekler
tembel günler
hırçınlaşırsın zaman zaman bunlara
vermem dersin özgürlüklerimi görünmeyene
ama yine de kaçamassın görünmeyenden
o görünmeyen görür seni... senin göremediğin
fısıldar gün boyu gül kokan aşk sözcüklerini
bir kelebek kadar özgür ve hafif
sarsılır karmakarışık olursun
ayıramazsın sanal zamanı yaşadığın andan
boyutlanırsın yepyeni bir zamana yepyeni bir senle
bilmezsin gözlerimin rengini
ama kaybolursun onun sevgi derinliğinde
koklıyamazsın tenimi
yayılmışken derimin altına kıpır kıpır
tırmanırsın her yeni doğan duyguma
parçam olursun anıları gül kokan
isyan edersin bu kararlı ısrara
ama
kaçamassın .......kendinden öte
Cemil Yavuz Oncelay
1999 August
Sunday, September 04, 2016
REBORN
REBORN
Bu benim ingilizce yazdığım bir siirim. Şiir tercümesinde nüanslar kayma yapabiliyor , anlamı da tam tamına yakalamak zor olabiliyor. Bu sebeble tercüme etmiyorum.
REBORN
In a drop of water
as we are in..
become rain.. on each other
being in sky..on leaves..on earth
in a drop..You and I
intimate..close..
pulling the light
lots of light..
making colours of love
painting our intimacy
within each other
and in the lightness of drop
we fly..within colours.
in a drop of water
moving within
smooth..elegant..
touching softly
feeling wholeness
become a life..within life
shaping
reshaping
and..
poetry is the music
in drop..echoes..
ECHO
between our bodies..in drop..
words touch the deep being
respell us anew
and we move intimately closer
feel the reshaping words
in us..in drop
our bodies of love
move around each other
wholeness licks
make the drop so vivid..
on green leaves of tree
drop moves within still
tree trembles..earth moves
yet..
we are in a drop of water
laughing with joy
You and I ..
waiting reborn..in love
….in deep love
on leave of a known tree
sun rises
earth calls us..
and drop slides over leave
we feel the lightness in air..
like a dream ..we fly
feel the joy of vacuum in us
fly..
enjoy the lightness of fly
WE TOUCH THE EARTH
BECOME HUNDRED DROPS
in endless joy of love.
we born in hundred
in new drops
You, the nature and I
growing..
spreading into each other
in drops…of love…
Cemil Yavuz Oncelay
September 2000